HAKSIZ FİİL NEDENİYLE TAZMİNAT DAVALARI

İÇİNDEKİLER

HAKSIZ FİİL NEDENİYLE TAZMİNAT DAVALARI

Haksız fiil, hukuk kurallarına aykırı bir şekilde diğer bir kişinin malvarlığı veya şahıs varlığında zarar meydana gelmesine neden olan, bilerek ya da bilmeyerek yapılan eylemdir. İş kazaları, trafik kazaları, fiziksel saldırı, doktor hataları, kişilik haklarına saldırı vb. durumları örnek verebiliriz.  Bir haksız fiilden bahsedilebilmesi için zarara sebep olan fiilin öncelikle hukuka aykırı olması gerekmektedir. Başkasına maddi manevi kasten zarar veren, bu zararı tanzim etmekle yükümlüdür. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında faiz başlangıcı olayın gerçekleştiği tarihtir ve kural olarak kanuni faiz uygulanır. Faiz isteği davada talep edilmelidir aksi halde faize hükmolunmaz. 

Manevi tazminat, bir kimsenin kişilik haklarına yönelmiş hukuka aykırı bir saldırı bulunması halinde talep edilebilir. Kişilik haklarına saldırı, kişinin bedensel bütünlüğünün bozulduğu durumlarda yaşadığı sağlık sorunlarında manevi tazminat talep edilebilir. 

Madde 49; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür. 

GÖREVLİ MAHKEME VE KANUNDA YER ALAN MADDELER 

Haksız fiilden kaynaklı tazminat davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Haksız fiilden kaynaklı tazminat davalarında, dava şartı olarak arabuluculuk başvurusu zorunlu değil, ihtiyaridir. Yani taraflar kendi istekleri ile dava açmadan önce arabulucuya başvurabilir, anlaşma sağlayabilirler. Anlaşma sağlanamaması halinde dava açılabilir. Zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde, fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.  TBK Madde 50 ‘de açıklandığı üzere; zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyetle belirler. Zarar miktarının tam olarak belirlenemediği durumlarda, belirsiz alacak davası açılabilir. 

TBK Madde 51; Hâkim tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. 

TBK Madde 52; Zarar gören, zararı doğuran fiile zarı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir ya da ortadan tamamen kaldırabilir. 

Ölüm ve bedensel zararlara ilişkin TBK Madde 53; Ölüm halinde uğranılan zararlar şunlardır, 

  • Cenaze giderleri
  • Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitilmesinden doğan kayıplar.
  • Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
  • Tedavi giderleri
  • Kazanç kaybı
  • Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır. 

 

TBK Madde 55; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez, zarar veya tazminattan indirilemez. 

TBK Madde 56; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.  Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. 

Haksız rekabet durumunda TMK Madde 57; Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı halinde zararın giderilmesini isteyebilir. 

Hayvan bulunduranın sorumluluğu ise TBK Madde 67; Bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi, hayvanın verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Hayvan bulunduran, bu zararın doğmasını önlemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz.

 

HUKUKA AYKIRILIĞI KALDIRAN DURUMLAR

TBK Madde 63; Kanunun verdiği yetkiye dayanan ve bu yetkinin sınırları içinde kalan bir fiil, zarara yol açsa bile hukuka aykırı sayılmaz. Bazı hallerde eylem hukuka aykırı sayılamayacağı için haksız fiilden de söz edilemez. Eylem bir kamu gücünün kullanılmasından kaynaklanıyorsa, özel hukuktan kaynaklanan bir hakkın kullanımı söz konusuysa, zarar görenin rızası varsa, bilimsel bir eleştiri yapılıyorsa, meşru müdafaa hakkı kullanılıyorsa, zorda kalma (ıztırar) hali ve kendi hakkını korumanın şartları varsa hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmediği için haksız fiilin varlığından da söz edilemez. Böylelikle her haksız fiil tazminat nedeni sayılmaz. 

 

YARGITAY KARARLARI 

1-  “…Davacının şikayeti üzerine … sayılı dosyası ile özel belgede sahtecilik suçundan .. hakkında ceza davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu olayda; uyuşmazlık konusu eylem ile ilgili ceza davası açıldığı da göz önüne alındığında, zamanaşımı davaya konu haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren eylemin niteliği de gözetildiğinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 66/1-e maddesinde öngörülmüş olan 8 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup dava tarihi itibariyle bu süre de henüz dolmamıştır.
Şu halde; mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru olmamış ve hükmün davanın esastan incelenip sonucuna göre karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine .. gününde oybirliğiyle karar verildi.’’

 

2- “…Taraflar arasındaki haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat  davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı … vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm tesisine, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalı … vasisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar bakımından temyiz sınırı temyiz eden davalı …’in her bir davacıya yönelik temyizi bakımından ayrı ayrı belirlenecektir.

Davacı … tarafından dava dilekçesinde, 150.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’tan, 150.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan ve 200.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden   itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesi talep edilirken, davacı … tarafından dava dilekçesinde, 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden  itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’tan, 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil  tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan ve 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil  tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesi talep edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince,100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’tan, 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil  tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan ve 150.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil  tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ayrı ayrı reddine, 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız  tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’tan, 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil  tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan ve 60.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil  tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Temyiz eden davacılar için ayrı ayrı reddedilen miktarlar ile temyiz eden davalı … yönünden kabul edilen miktar gözetildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.


KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekili ile davalı …’ın temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacılar ile davalı …’a iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.’’

 

İÇİNDEKİLER

Benzer Yazılar

NAFAKA NEDİR ?

  Boşanma davası sürerken ya da boşanmadan sonra maddi olarak yoksulluğa dışn kişinin kendisi ya da çocuklarının geçimi için düzenli olarak...